KAPADOKYA'NIN KONUMU
Roma İmparatoru AUGUSTUS zamanında Antik Dönem yazarlarından STRABON'UN 17 kitaplık 'GEOGRAPHIKA' adlı kitabında (Anadolu XII,XIII,XIV) Kapadokya Bölgesi'nin sınırlarını, güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtir.
Bugünkü Kapadokya Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır.
Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya Bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir.
NEDEN PERİBACASI DENİYOR?
Masallarda anlatılanlara göre, insanlarla periler arasında bir şenliktir gidiyormuş. Periler üzüm şıralarının içine girip insanları sarhoş edip duruyorlarmış. Bir gün insan padişahının oğlu, peri padişahının kızına aşık olmuş.
Ama bu kez de kötü kalpli insanlar arasında karabir düşünce başlamış. İnsanlar çoluk çocuğun arasına iyi kalpli periler karışırsa hallerinin ne olacağını merak etmişler ve perilere savaş açmışlar. Yıllarca sürdürülen barış bozulmuş. Aynı sırada gökten bardaktan boşanırcasına yağmur yağmış. Ve savaş sırasında periler gündüzleri bu bacalar içinde güvercin şeklinde yaşamaya başlamışlar, geceleri ise peri olarak dışarı çıkıp, kötü kalpli kişileri cezalandırmışlar. Bu yüzden periler ülkesinde bir zamanlar gece sokağa çıkmak kötü kalpli insanlar için korkulu bir kabus olmuş. Ve periler ülkesinde insanların birbirlerine kötülük yapmasından çok korkulur olmuş ve herkes birbirine elinden geldiğince iyilik ve yardım yapmaya başlamış.
PERİBACALARININ OLUŞUMU
Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla ' Peribacası ' adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik ya-maçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemelerin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloğu bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan, şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak, peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır. Kapadokya Bölgesi'nde erozyonun oluşturduğu peribacası tipleri; şapkalı, konili, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kayalardır. Peribacaları en yoğun şekilde Ürgüp- Uçhisar- Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp Şahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar Uçhisar, Çavuşin, Güllüdere, Göreme, Meskendir, Ortahisar Kızılçukur ve Pancarlı vadilerinde gözlenir. Yeraltı şehirlerinde yazın tatlı bir serinliği kışın ise insanı rahatlatan bir sıcaklığı hissedersiniz. Düşünün bir kez, asırlar önce kimler yaşadı buralarda, hangi sevgileri, acıları, hüzün ve özlemleri paylaştılar.... Acaba en büyük korkuları neydi, neden yeraltı şehrinde yaşama gereksinimi duymak zorunda kaldılar.... İnsan buraları gezince kafasındaki bu sorulara yanıt aramadan edemiyor.
 |
 |
GÖREME
Söylenceye göre, Göreme adı yörenin insanı şaşırtan , ürperten doğasından geliyor. Burayı görenler,görmeyenlere, "Gör emi!" demişler. Zamanla yörenin adı Göreme olarak kalmış. Göreme hakkında bilgisi olmayan Kapadokya ile Göreme' yi birbirine karıştırır. İslamiyet'e kadar Anadolu Hıristiyanlarının merkezi Kayseri idi. Güneyde kurulan İslam devletinin baskısı altında kalan Kayseri Hıristiyanları, zamanla batıya yerleşme ve savunma kolaylığına sahip Göreme bölgesine göç etmeye başladılar. Kayaları oyarak evler, barınaklar ve kiliseler yapıp koloniler kurmuşlardır. Kayserili St. Basile, inzivaya çekilip tapınma yerine manastır eğitimi yoluyla misyoner yetiştirmek ve bu misyonerler vasıtasıyla Hıristiyanlığı yayma fikrini ileri sürerler. Amacını gerçekleştirmek için de çevresine topladığı dini liderlerle Kapadokya'da bu amaca en müsait olan Göreme vadisini seçer. Bu şekilde de Göreme' de manastır usulü eğitim yapan din okulları kurulmuş olur. Göreme' de 450 adet kilisenin olduğu tespit edilmiş, sadece bugün 360 kilise ve şapel ortaya çıkarılmıştır. Kapadokya bölgesinde ise binlerce dini ibadet yeri bulunmaktadır. Ürgüp'ün tarihten bu yana şarapçılığı meşhurdur. Bölgede tekel şarap fabrikası dahil 8 şarap fabrikası vardır. Yörede yaşamış olan insanlar kendilerini daha fazla emniyete almak için yaşadıkları kayadan evlerin çeşitli yerlerine geçilmesi zor odalar, tuzaklar hazırlamış, ihtiyaç karşısında kayaların dibine doğru yeni odalar açmışlardır. Böylece koridorlar ve galeriler çoğalarak yeraltı şehirleri meydana gelmiştir. Kapadokya’ya gelen değişik topluluklar tarafından sürekli olarak genişletilen yeraltı yerleşimleri, bir önceki kültürün tüm arkeolojik izleri yok edilerek bugünkü halini almıştır.
 |
 |
DURMUŞ KADİR KİLİSESİ
Bazilika tipindeki bu kilisenin diğer kiliselerden farkı, kilisenin ortasındaki papaz tahtı, iri dörtgen sütunları, vaftiz yeri, birinci bölmedeki duvarlara oyulmuş irili ufaklı mezarlardır. Kaya kabartma süslemelerinin en güzel örneklerine sahip olan bu kilise 6. ve 7. yüzyıllara tarihlerine ait olduğu sanılmaktadır.
KİLİSEDEKİ ADEM VE HAVVA FRESKİ
Kapadokya bölgesinden bilinen ve bulunan pek çok yer altı şehri mevcuttur. Bunlardan bazıları Derinkuyu,Kaymaklı, Acıgöl ve Özkonak'tır. Bu şehirler arası en az 25-30 km.dir. Bunlar yeraltından dehlizlerle birbirine bağlıdır. Yer altı şehirlerinden en önemlisi Derinkuyu'dur. Bu yer altı şehri 7 katlıdır ve 1966 yılında bir kazı sırasında tesadüfen bulunmuştur. Bu yer altı şehirlerinin yapılmasının amacı, hıristiyanların savunma amacından doğmuştur. Gizli kaçma yollarının nereye kadar gittiği henüz tespit edilememiştir. Her kat değişik amaçla kullanılmıştır. Katlarda kiliseler, mutfak, ahır, esir bağlama yerleri mevcuttur. Yedinci katta bir su kuyusu ve son derece ustalıkla yapılmış havalandırma bacası mevcuttur. Burasının 20 bin kişiyi barındırabileceğin tahmin edilmektedir. Yer altı şehrinin zamanında ne kadar kullanıldığını,merdivenlerin aşınmasından anlayabilirsiniz. IHLARA VADİSİ Aksaray'a 40km.uzaklıktadır. Vadiye, Aksaray- Nevşehir karayolunun 11.km.'sinden sapılarak gidilir. Hasandağı' ndan çıkan bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğuma-sıyla ortaya çıkan çatlaklar ve çökmeler kanyonu oluşturmuştur. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çağına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen 'Potamus Kapadukus' denilmekteydi. 14km. uzunluğundaki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 -150m.dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılıdır. O yıllarda at yetiştiriciliği ile ünlenen Kapadokya, Pers dilinde "Kaputukya" yani Güzel Atlar Ülkesi olarak anılmış.

 |
 |
PERİ BACALARINDAN İLGİNÇ BİR GÖRÜNÜM
Soğanlı Vadisi'ne giderken yolun sağında ve solunda kayaların göz göz oyulduğunu göreceksiniz.
Biraz dikkat edince bunların kuş yuvası olduğunu görebilirsiniz.
Gerçekten de bunlar güvercin yuvası.
Bunlar da ne demeyin.
Buralara yuva yapan güvercinlerin gübresi çok değerli.
Çevrede oturanlar, bölgede geçim kaynağı olarak güvercin gübresini satma yolunu bulmuşlar.