KEKOVA

Demre'den Kekova istikametinde sahil yolu izlendiğinde, Üçağız Köyü'ne ulaşılır. Köyün ismi, eskiden Tristomo olan ve aynı anlama gelen Yunanca sözcüğün Türkçe karşılığıdır. Bir kanal, körfezin Üçağız'daki iç kısmından daha geniş olan ve "Ölüdeniz" diye bilinen dış kısmına doğru uzanır; ve neredeyse bütün körfez dar ve uzun Kekova Adası ile kapanır. Bu kanal ile adanın doğu ve batısındaki iki geçit, üç ağızı oluşturur. Adanın kendisi kelimenin tam anlamıyla, kalıntılarla kaplıdır; doğu geçidine bakan kıyıda daha önce Kekova olarak bilinen Kale Köyü, Simena antik kenti, ve Üçağız'da da Teimiussa'nın kalıntıları yer alır. Bu ikisi arasındaki koyda küçük adacıklar bulunmaktadır; bunlardan bazıları antik yapılara malzeme sağlamak amacıyla neredeyse deniz seviyesine kadar parçalanarak taşınmıştır.

 

 

  Antik şehirleri Simena ve Teimiussa ile uzun ve dar olan Kekova adası; antik bir kent olup, byük bir bölümü depremler nedeniyle sular altında kalmıştır. Kekova bugün hala gemiler için iyi korunmuş bir liman olan bir koyun önünde uzanır. İçinde Teimiussa'nın antik kalıntılarını barındıran, balıkçı köyü Üçağız, koyun iç tarafındadır. Teimiussa ismi, Likçede yerleşim yeri anlamına gelen (Assa) ile sonlandığından bir Likya şehri olduğunu kanıtlamaktadır. Simena'nın antik yerleşmesi doğu girişine hakim bir manzara ile Kale Köyü'nün civarında uzanır. Koyda, deniz seviyesine kadar yuvarlanan taşlar, birtakım küçük adalar oluşturmuştur. Eski çağlarda, kayalardan yontulan büyük taş bloklar inşaat amacıyla kullanılmıştır. Kekova'da  kiralık motorlarla, birkaç saatlik bir deniz turu ile karadan gitmesi zor olan antik kent kalıntılarını görebilirsiniz.

  

 

KEKOVA'YA  en güzeli mavi tur yapan bir tekne ile gitmek. Masmavi billur gibi pırıl pırıl bir denizin sizi orada tarihi ve doğal güzellikler içine bekliyor olacağından emin olabilirsiniz. Yanınıza fotoğraf makinenizi almayı kesinlikle unutmayın. Ve eğer gittiğinizde imkan bulabilirseniz batıkkenti sualtında görün. Tabi bunun için birde deniz gözlüğü lazım.